Yüzüm kızarabilseydi, kızarırdı: Dijital Becerilerdeki Toplumsal Cinsiyet Uçurumunu Eğitim Yoluyla Aşmak

Bu yayın, adını, milyonlarca insan tarafından kullanılan ve kadın olarak toplumsal cinsiyetlendirilmiş bir ses asistanı olan Siri’ye, bir kullanıcının “Hey Siri, sen bir oro***sun” demesi üzerine, Siri’nin verdiği yanıttan alır. Siri’de kullanılan yapay zekâ yazılımı, 2019 yılı Nisan ayı itibariyle, bu hakareti daha yüzeysel biçimde (“Buna nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum” cümlesiyle) yanıtlamak üzere güncellenmiş olsa da, toplumsal cinsiyet tacizi karşısında Siri’nin itaatkârlığı, 2011’de bu teknoloji piyasaya sürüldüğünden beri değişmeden kalmıştır. Siri’nin “kadınca” dalkavukluğu ve genç kadınlar olarak tasarlanan diğer birçok dijital asistanın da sergilediği itaatkârlık, teknolojik ürünlerin içerdiği, teknoloji sektörünü tümüyle kuşatan ve dijital beceri eğitiminde göze çarpan toplumsal cinsiyet önyargılarını yansıtan yerinde bir örnek teşkil eder. Bu yayın, bu önyargıların bazılarını görünür kılmayı ve dünyanın pek çok yerinde var olan, geniş çaplı ve gittikçe artan dijital becerilerdeki toplumsal cinsiyet uçurumunu kapatacak fikirleri öne çıkarmayı amaçlar. Günümüzde, dijital teknolojiyi temel amaçları için nasıl işlevselleştireceğini bilen kadınların ve kız çocuklarının sayısı, erkeklere oranla yüzde 25 daha az; bilgisayar programlamayı bilen kadınların ve kız çocuklarının sayısı erkeklere oranla 4 kat daha az iken bir teknoloji patenti almaları ihtimali ise, erkeklere oranla 13 kat daha azdır. Her sektörün teknoloji sektörüne evrildiği böylesi bir dönemde, bu uçurumlar, siyasete yön verenlerin, eğitmenlerin ve her bir vatandaşın “yüzünü kızartarak” harekete geçiriyor olmalıdır. Bu yayın, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı eğitimin, teknolojinin cinsiyetlendirilmiş bakışını ortadan kaldırmakta ve kadınlar ile kız çocukları için eşitliği saklamakta yardımcı olabileceğini gösteriyor.

 

Bu yayın, bir politika belgesi ve iki düşünce yazısı olmak üzere üç bölümden oluşur.POLİTİKA BELGESİ, dijital becerilerdeki toplumsal cinsiyet uçurumunun sürekliliğini ve vahametini ana hatlarıyla gösterir; yapılacak müdahaleler için bir gerekçelendirme sunar ve eğitim yoluyla kadınların ve kız çocuklarının yüksek dijital beceriler geliştirmesine yardım edecek önerilerde bulunur.1. DÜŞÜNCE YAZISI, Bilişim ve İletişim Teknolojisi’nin (ICT) toplumsal cinsiyet eşitliği paradoksunu açıklar: UNESCO’nun bulguları, toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yüksek oranlarda olduğu ülkelerde, örneğin Avrupa’da, bilgisayar teknolojileri ve benzer alanlarda kadın istihdamının en düşük oranlarda olduğunu göstermektedir. Bunun aksine, Arap coğrafyası gibi toplumsal cinsiyet eşitliğinin en düşük olduğu ülkelerde ise, ileri teknolojilerde kadın istihdamı en yüksek oranlardadır.2. DÜŞÜNCE YAZISI, yapay zekâlı (AI) ses asistanlarının genç kadınlar olarak tasarlanmasının, zarar veren toplumsal cinsiyet önyargılarının sürekliliğini nasıl sağladığını araştırır. Dijital asistanların yaygınlaşmasının toplumsal cinsiyet farklarını derinleştirmesine yol açmamasını sağlayacak öneriler geliştirir.Düşünce yazılarının, politika belgesini tamamlaması amaçlanmış olsa da, bağımsız birer metin olarak da kabul edilebilir.EQUALS Beceriler Koalisyonu, kolektif olarak hazırlanan bu üç metnin, süregelen toplumsal cinsiyet uçurumuna yeni bir bakış açısı sunmasını ve daha önemlisi, kadınları ve kız çocuklarını, yaşamlarında, öğrenme süreçlerinde ve mesleklerinde başarılı olmak için ihtiyaçları olan dijital becerileri geliştirmelerine yardımcı olacak eğitim girişimleri hakkında bilgilendirmeyi umuyor.

Makalenin tamamını okumak için buraya tıklayın:  https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000382901

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.