Sosyal Medya Platformları Kadınları Ne Kadar Koruyor? (*)
(*) Bu makale ABD merkezli She Persisted organizasyonu tarafından yayınlanan “Monetizing Misogony” (2023) raporundan ilgili bölümün özet çevirisinden oluşmaktadır.
Geçtiğimiz on yılda, küresel bir çevrimiçi topluluğun parçası olmak, kadınların ve insan hakları aktivistlerinin baskıcı hükümetlere karşı çıkmalarına ve adaletsizlikler konusunda farkındalık yaratmalarına yardımcı oldu. #MeToo gibi hareketler sayesinde kadınlar zaman dilimleri ve sınırları aşan şekilde kolektif olarak örgütlendi ve sosyal medya platformlarını kullanarak cinsel istismar ve tacize cesurca dikkat çekti. Bununla birlikte, amaçları doğrultusunda dijital ortamın sağladığı araçları kullanmak açısından en iyi konumda olanlar hala otoriter ve liberal olmayan aktörlerdir.
Devlet destekli troll faaliyelerine ilişkin bir araştırma yürütmüş olan Carly Nyst ve Nick Monaco’ya göre, “devletler internetin başarılı olursa sansüre duyulan ihtiyacı ortadan kaldıracak, yeni ve yenilikçi fırsatlar sunduğunu fark ettiler”. Erişim imkanları ve mali güçleri sayesinde, bu aktörler iletişim teknolojilerini “daha önce görülmemiş ölçüde iktidar konsolidasyonu ve toplumsal kontrolü sağlamak, dezenformasyon operasyonları gerçekleştirmek ve iktidar propagandası yapmak” için bir silah gibi kullanmaktadırlar.
Platformlar kendilerini fikirlerin özgür ve eşit biçimde tartışıldığı ideal kamusal meydanlar olarak lanse etmektedirler. Örneğin, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg şöyle demiştir: “Facebook başlangıçta bir şirket olmak için yaratılmamıştır. Bir toplumsal misyonu -dünyayı daha açık ve birbiriyle bağlantılı hale getirmek- gerçekleştirmek üzere inşa edilmiştir.” Ancak gerçeklik bundan çok farklıdır. Amerikalı hukukçu Mary Anne Frank, mevcut durumu şu şekilde açıklamaktadır. “Öncelikle -özel kişilerin sahipliğindeki, sanal ve kar amaçlı- sosyal medya forumları ile fiziksel kamu meydanlarının ifade özgürlüğü üzerindeki etkilerine ilişkin önemli farklılıklar bulunmaktadır. İkinci olarak, sosyal medya forumlarınının fiziki kamusal meydanlarına benzeme derecesi çok da alkışlanılası bir durum değildir. Sonuç olarak, kamusal meydanlar tarih boyunca demokratik ve kapsayıcı bir diyalogu geliştirmekten çok, ırk, toplumsal cinsiyet ve sınıf temelli yasal ve toplumsal hiyerarşileri güçlendirmişlerdir.”
Dünyaya kalıcı barışı sunan bir hediye gibi görünen sosyal medya, modern bir Truva atı gibi, yıkıcı bir silaha dönüştü. Bugün kadınların çevrimiçi ortamda yaşadıkları cehennem önemli ölçüde büyük dijital platformların tasarlanış şekillerinin ürünüdür.
İlgiyi maksimum düzeye çıkarmak üzere inşa edilmiş öneri sistemleri ve içeriğin hızlı ve yaygın dağıtımını kolaylaştıran özellikler ile bu tür içerikleri kalıcı ve sıklıkla viral hale getiren algoritmalar sayesinde, zararlı söylemler çoğalmakta ve yaygınlaşmaktadır. Aynı içeriğin farklı kanallarda tekrarlanarak paylaşılması, koordine edilen paylaşımlar ve yapay başlıkların momentum kazanmasını sağlayan yollar sayesinde, kadınlara zarar vermeye yönelik saldırılar kolayca geniş ölçekli bir hale gelerek, demokrasi ve insan hakları hilafına, şirketlerin ticari çıkarlarına hizmet etmektedir.
Bu soruna cevap bulmak üzere sosyal medya platformları tarafından benimsenen -içerik moderasyonu ve otomasyonunda “uyarı ve içerik kaldırma” tedbirini iki katına çıkarmak gibi- yaklaşımın büyük ölçüde yetersiz olduğu ve dünyadaki birçok demokrasi için çok vahim sonuçlar yarattığı ortadadır.
Dolayısıyla platformların özdenetim yoluyla moderasyonu yöntemi tamamen başarısız olmuştur ve en büyük iki sosyal medya şirketinin son zamanlarda bu platformların güvenliğine ayırdıkları dikkati ve kaynakları azaltmaya başlatmalarıyla durum daha da kötüye gitmektedir. Elon Musk’ın 2022 yılında Twitter’ı satın alması sonrasında, şirketin Güven ve Güvenlik ekibi büyük ölçüde budanırken, Facebook’un odağını ve kaynaklarını Metaverse’ün gelişimine kaydırdığı bildirilmektedir.
Institute for Strategic Dialogue (ISD) ve Ultraviolet tarafından popüler platformların mevcut politikalarına ve haber içeriklerine dayalı olarak 2021 yılında hazırlanan aşağıdaki karne, büyük şirketlerin kadınları ve diğer dezavantajlı grupları grupları korumaktaki yetersizliğini gözler önüne sermektedir.
Karnenin açıkça ortaya koyduğu gibi, dijital platformlar için daha güçlü standartlar ve düzenlemeler oluşturulmadıkça ve sivil toplum daha da ileri tedbirler için baskı yapmadıkça, bu acımasız ortamda anlamlı değişikliklerin olması zordur. Bu durumun sürmesi durumunda ise dijital platformlar ürünlerinin yarattığı oetkilerin zaralarını devlet kurumları ve toplumun sırtına yüklerken, fahiş karlar elde etmeye devam edeceklerdir.
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ KARNESİ (2021) | ||||||
---|---|---|---|---|---|---|
Politika | Twitter (*) | YouTube | TikTok | |||
Nefret söylemi ve şeffaflık raporlarında mizojini (kadın düşmanlığı), cinsiyetçi ve ırkçı dezenformasyon, siber takip, cinsel taciz ve nefret pornosuna yer veriyor. | D | D | B | D | C | B |
Siber takip, cinsel taciz, nefret pornosu ve diğer cinsiyetçi istismar türlerini yasaklamakta ve açıkça kadın düşmanlığı ve nefret söylemi olarak kabul etmekte. | D | D | D | D | D | C+ |
Kadın düşmanlığına karşı, tacizin seviyesini temel alan, gerektiğinde platformdan tamamen yasaklanmaya varabilen -ağırlıklandırılmış bir uyarı ve müeyyide sistemi gibi- açık ve uygulanabilir süreçler kullanmakta. | D | D- | B | D+ | C | B |
Beslenme bozuklukları, fiziksel görünüşle dalga geçme, beden dismorfisi, transseksüel bireyler, kürtaj ve hamilelik konularındaki ihlaller için içerik kaldırma ve platformdan yasaklama gibi tedbirlerin alınması amacıyla açık ve uygulanabilir süreçler oluşturmakta. | F | F | C | D | C | D |
Yukarıda sayılan ihlaller için sadece mağdurların veya mağdur temsilcilerin değil, ihlale şahit olan her kullanıcının ilgili içeriği şikayet etmesine imkan vermekte. | F | F | A | D+ | B | A |
Kullanıcıların alınan kararlara itiraz etmelerine ve nefret içerdiği iddia edilen içeriğe ilişkin ek paylaşımları, kültürel bağlama ilişkin bilgileri ve önerilen güncelleme önerilerini sunmalarına imkan tanımakta. | D | D | D | D | D | D |
Aşırılıkçı gruplara ve nefret söylemine maruz kalanları yönlendirmekte ve bunlara ilişkin kaynak sunmakta. | D | F | F | F | F | F |
Taciz, takip ve diğer tür çevrimiçi cinsel istismar mağdurları için insan gözetiminde çalışan yardım masası hizmetleri sunmakta ve mağdurların mahremiyetlerini ve güveliğini sağlamak için acil önlem almakta. | F | F | F | F | F | C |
Algoritmaların ve moderatörlerin moderasyona ilişkin kararlarını içeriği ilişkin siyasi görüşleri veya paylaşımı yapan kişiye yakınlıkları temelinde almamalarını güvence altına almakta. | D | D | C | D | C | B |
Taciz, nefret amaçlı dezenformasyon ve istismar mağdurlarını desteklemekte ve korumakta; marjinalleştirilmiş kişi ve grupların deneyimlerini merkeze almakta. | C | C | C | D | D | C |
Algoritmaların kullanıcılara dezenformasyon, komplo teorileri veya bilimin desteklemediği iddialar değil, meşru, iyi araştırılmış ve hakem denetiminden geçmiş makaleler sunmasını sağlamakta. | D | D | B | C | D | D |
Karne Notu | D- | F | C- | D | D+ | C |
(*) Çalışma daha sonra sahipliği değişen ve X adını alan Twitter platformuna ilişkin 2021 yılına dayalı verilere dayanmaktadır. Söz konusu değişikliklerden sonra, platformun ilgili içeriğe ilişkin politika ve mekanizmalarında da değişiklikler olmuştur. |
Bu makale Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı kapsamında Avrupa Birliği desteği ile çevirilerek yayınlanmıştır.. İçeriğin sorumluluğu tamamıyla teknolojikanneler.com ‘a aittir ve AB’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.