Google Glass’ımı getir çocum!

“Google Glass’ımı getir çocuğum,marketten sipariş vereyim, yoğurt kalmamış!”

“Ok Glass. Neydi benim doktorun ismi, Kızıltoprak’taki dahiliyeci?”

Gülmeyin, bu aşamaya gelmemize pek de birşey kalmamış gözüküyor, en azından biz anneler, anneanne nine olduğumuzda çoktan alışmış bile olacağız.

Efendim, geçen hafta DevFest Türkiye’nin ilk kadın yazılım konferansında google glass’ı kanlı canlı deneme şansımız oldu. Takarken ‘Beceremezsem?’ heyecanına kapılıp, taktıktan 10saniye sonra varlığını unuttuğunuz, o kadar kolay alışılabilir bir … bir, aksesuar? Sahi;

Google Glass nedir?

Google Glass bir wearable computer yani giyilebilir bilgisayar. Google X‘İn geliştirdiği ve halen üzerinde çalıştığı cihaz, ismi gözlük olsa da, tam bir gözlük değil aslında, camları yok. Başınıza taktığınız bir aparat ve aparatın sağ üst köşesinde de minik ekranı ve kamerası bulunuyor. 

Gerçi Google’cılar büyük gözlük markalarıyla iletişim halindeler ve ister numaralı, ister güneş gözlüğü olsun, birlikte kullanılabilir bir çözüm için işbirliğindeler.

Ok Glass diyerek açtığınız cihaz, sesli her türlü komutunuzu -şimdilik sadece İngilizce- algılıyabiliyor ve Google üzerinden tüm aramalarınızı aynen bilgisayar veya mobil cihazlarınızdan yaptığınız gibi yapabiliyorsunuz.

1GB RAM, 16GB dahili hafızalı bir cihaz, ki bunun 12GB’ı kullanılabilir. Ama unutmayın her an saklamak istediğiniz herşeyi buluta gönderebilirsiniz. Mikrofonu, kamerası, ışık sensörü var. Parmağınızı gözlüğün yanına dokundurup kaydırarak da komut verebilirsiniz. Fotoğrafları 5mp, videoyu 720dp kaydediyor. 50gr ağırlığında ve şu an 5 renk seçeneği mevcut; siyah, gri, beyaz, mavi ve mercan rengi

Google Glass’ın ekranına bakmak zor mu, şaşırtmıyor mu?

Cihazın önünde cam olmadığı için aslında tam bir gözlük takmış gibi olmuyorsunuz. Yalnızca sağ gözünüzün üstünde bir karaltı görüyorsunuz. Ok Glass diyerek sistemi açtığınızda ve ekran belirdiğinde 2,5 metre uzaklıktan 64’cm.lik bir ekrana bakıyormuş gibi oluyorsunuz. Aslında 640x360piksellik bir görüntü var karşınızda.

Google Glass’le neler yapabilirim?

Ok Glass dersiniz ve açılır.

‘Take a picture’ diyerek fotoğraf çekebilir, ‘Record’ diyerek gözünüzün gördüğünü video olarak kaydedebilirsiniz.

Kaydettiğiniz fotoğraf ve/veya videoyu o anda paylaşabilirsiniz. Hatta o an gözünüzün önündeki görüntüyü canlı olarak paylaşabilirsiniz!

Yaptığınız bir işi başından sonuna kaydedebilirsiniz. Hayal gücünüzü zorlayıp, alternatifleri düşünün; elleriniz boşta ve kayıt yapıyorsunuz. Uzaktaki sevdiklerinizle çocuğunuzun hareketlerini paylaşmaktan, yemek tarifine (anne olunca aklımıza ilk gelen örnekler bunlar tabi!) bir okul piyesinden, bir yolculuğu görüntülemeye kadar, sonsuz seçenekler..

Sorarsınız ve cevap alırsınız. “Karşıya kaç dakikada geçerim?” “X kişi kimdir?” “Maç ne oldu?” Google’a sorduğunuz herşeyi burada da sorabilirsiniz. Ancak çok eski tarihli veriler beklemeyin. Maksimum 1 haftalık data, diyor uzmanlar. Burda farklı olan, bir yol tarifi sorduğunuzda tarifi gözünüzün önünde görmeniz veya siz hiç birşey istemeseniz dahi bulunduğunuz ortama ait bilgilerin belirmesi..Örn; Ataşehir, bulutlu 14C gibi.

Google Glass kaç para?

Glass şu an sadece Amerikan vatandaşlarına ve 1500USD fiyatla veriliyor. Veriliyor diyoruz, çünkü henüz nihai bir ürün değil satıştaki ürün. Siz ürünü talep ettiğinizde, ürünün geliştirilmesinde faydanız olacağını düşünerek ve isteyerek prosedüre dahil oluyorsunuz. Her geçen gün ve saat, sürekli geliştirilen, yenilenen bir proje hala.

Google Glass’ın sarjı ne kadar gidiyor?

Lithium polymer pilli Google Glass’ın şarjı aslına bakarsanız çok dayanmıyor, sürekli açık durursa yarım saatte bitebiliyor.

Teknolojik Anneler olarak Google Glass’ı denedik;

Müthiş bir alet! Ancak aklımızda binbir soru da yok değil. Cep telefonlarının ve wireless internetin vücudumuz üzerindeki etkileri hakkında hala net konuşamazken, beynimizin tam dibinde bluethooth’lu bir aleti sürekli taşımak nasıl bir olumsuzluğa yol açar? İşte bu bilinmiyor.

Bir de işin etik kısmı var. Karşınızda biri otururken siz gözünüzü kırparak onun fotoğrafını çekebilir, aynı anda paylaşabilirsiniz. Gerçi şu an bunu telefonla da yapabiliyoruz ama, karşındaki farketmeden yapmak işin başka bir boyutu. Mesela bir de ‘face recognition’ aktif hale gelse, tam cyborg gibi karşınızdaki kişiyi araştırabilir, hakkında google’da son çıkanları okuyabilirsiniz bir yandan…

Bundan daha fenası -bizce- bu cihaz feci bağımlılık yapabilir, insan tabiri caizse ‘aptala bağlayarak’ bildiği şeyi bile glass’a sorar duruma gelebilir. Böyle bir tembellik ve rahatlık teknolojik her yenilikte yaşanıyor elbet ama, Google Glass tam anlamıyla ‘sor söylesin’ rahatlığı hissettiriyor insana.

Zaten söyleyin, kaçımız Google’sız bir kaç saat geçirebiliyoruz ki?

Daha fazla bilgi isterseniz;

GOOGLE.COM/GLASS

 

 

 

http://www.google.com/glass/start/what-it-does/