Çevrimiçi olmak ya da olmamak!

Geçtiğimiz son yirmi yıllık süreçte teknolojideki gelişmeler başımızı döndürdü, döndürmeye de devam ediyor. Bu gelişmeler o kadar hızlı oluyor ki teknolojinin içindeki insanlar bile gelecek yılların neler getireceği konusunda tahmin yürütmekte zorlanıyorlar.

Çevrimiçi olmak ya da olmamak. Bütün mesele bu!

Bunun yanında teknolojinin yansımaları etrafımızı çevrelemiş durumda. Gittiğiniz bir kafede, yürürken, deniz kenarında, ormanda piknikte, yemek yerken hatta maalesef araba kullanırken akıllı telefonları ile ilgilenen insanlar görmek neredeyse günlük rutinimizin bir parçası. Gençler ve telefonları adeta ayrılmaz bir bütün ve onlarsız hareket ettiklerini görmemiz mümkün değil gibi.

Bu durum yetişkinler arasında da yaygın olmasına rağmen, araştırmalar çocuklar ve gençler için durumun ne kadar korkutucu olduğunu gözler önüne seriyor. 2015 yılında yapılan bir araştırma* gençlerin %92’sinin her gün çevrimiçi olduğunu %24’ünün ise sürekli olarak çevrimiçi olduğu gerçeğine ulaşmış. 2017 yılında yapılan başka bir araştırma** da internet kullanımının öğrenciler diğer bir ifade ile gençler için bir bağımlılığa dönüştüğü sonucuna ulaşmış.

Aslında bu bilimsel sonuçları bizler de günlük hayatta rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Çevremizdeki gençlerin gerçek dünya ile ve yaşadıkları an ile ilgileri çok düşük düzeyde iken sürekli bağlı oldukları internet aracılığı ile farklı bir sanal dünyada yaşadıklarını görüyoruz. Hatta sözde sosyalleşmek için bir araya gelen gençlerin bile birbirleri ile sohbet etmek yerine sıklıkla ellerindeki akıllı cihazlarla ilgilendiğine şahit olmuşsunuzdur. Bu durumun gençleri ve çocukları hem ruhsal hem bilişsel açıdan nasıl etkilediği ile ilgili bilimsel araştırmalar devam ededursun; iletişim güçlüğü, sosyal çevre ile sağlıklı ilişkiler kuramama, konuşulanı anlama ve odaklanma sorunları, küçük yaş gruplarında geç konuşma bu konuda verilebilecek olumsuz örnekte birkaçı…

Teknoloji kullanımı araç mı amaç mı?

Bunun yanında akıllı cihaz kullanımının sadece sosyal medyada ya da diğer ortamlarda zaman öldürmek anlamına gelmediğini biliyoruz. Artık internet üzerinden dünya üzerindeki en önemli üniversitelerin hocalarından istediğiniz dersi almanız da mümkün. Hatta Oxford’a ya da Harvard’a gitme imkânı olmayan gençler açısından düşünüldüğünde; ki çok az insan buralarda okuma imkanı bulabiliyor; bunun bulunmaz, eşsiz bir fırsat olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu öğrenme sürecinde dil öğrenimi, dünya üzerinden birçok kişi ile etkileşim de mümkün olacağı için çok değerli bir deneyim olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında aklınıza gelebilecek her konuya sadece birkaç dakikada ulaşmak ve o konuda fikir sahibi olmak internet aracılığı ile mümkün. Artık bir kek tarifinden, temizlik tüyolarına, gideceğiniz bir yerle ilgili bilgilerden, uzay seyahatlerinde yaşananlara kadar internet bize o kadar çok ve çeşitli kaynak sunuyor ki;  göz kalemimiz nasıl çekmemiz gerektiği ile ilgili bile ona danışıyor, ondan faydalanıyoruz.

Bu nedenle biz ebeveynlere düşen gençlerin bu teknolojileri amaç mı araç mı olarak kullandıklarının farkında olmaktır. Böylece iyi amaçlar için teknolojiden faydalanan gençleri daha çok destekleyebilir ve teknolojinin aslında korkulacak bir şey olmadığını onunla barışık yaşamanın sayısız faydası olduğunu fark edebiliriz.

Bol teknolojili, öğrenmeli, üretmeli günler efendim…

Serpil GÜNAYDIN

Kaynakça:

* Lenhart, A. (2015), “Teens, social media & technology overview 2015”. Washington DC: Pew Research Center

** Arabacı, İ. (2017). Investigation Faculty of Education Students’ Cyberloafing Behaviors in terms of Various Variables. The Turkish Online Journal of Educational Technology. 16(1).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.